Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda 19 senedir ceviz, badem ve Antep fıstığı ezmesi yapıp satan Erhan Cem Harmanda (61), mesleği 5’inci kuşağa aktardı. Harmanda’nın avukat ve mühendis iki oğlu, ezmeciliğin yok olmaması için baba mesleğine sahip çıkıp işin başına geçti.
Çocuklarının eğitimi için Burdur’dan İzmir’e taşınan Erhan Cem Harmanda, 19 yıldır Kemeraltı Çarşısı’ndaki 6 metrekarelik imalathanesinde ürettiği ceviz, badem ve Antep fıstığı ezmelerini dünyanın dört bir yanına satıyor. 1853 yılından bu yana atalarından aldığı mesleğin son temsilcilerinden biri olan Harmanda’nın iki oğlu ise, ezmeciliğin yok olmaması için işin başına geçti. Küçük yaştan beri sabahın erken saatlerinde ezme yapmaya gelip, daha sonra okullarına giden kardeşler, hukuk ve mühendislik fakültelerini bitirmelerine rağmen baba mesleğini devam ettirmeye karar verdi. Dükkanın baş köşesinde duran, avukat oğlu Görkem Harmanda’nın cübbeli fotoğrafı, baba Erhan Harmanda’ya gurur veriyor. Bademi Datça’dan, cevizi Toros Dağları’nın 1500 rakım üstü köylerinden, fıstığı da Gaziantep’ten gidip alan Görkem ve Cenk, mesleği gelecek nesillere aktarmak adına titizlikle çalışıyor. Meşhur ezmelerini günde ortalama 500 müşteriye satan Erhan Harmanda, çocuklarını okutmak için başlayıp daha sonra büyük bir sevgiyle yaptığı işini, şimdi okutup büyüttüğü evlatlarına emanet etti. Ezmecilik konusunda Erhan Harmanda’yı aratmayan Görkem ve Cenk ise küçüklükten beri en iyi bildikleri işi yapmaya karar verdiklerini belirtti.
İmalathane büyüyecek
Kendini bildi bileli bu işi yaptığını ifade eden Görkem Harmanda (28), “Zaman içerisinde okullarımızı da okuduk, sabah 05.00’te geldik üretimimizi yaptık, 09.00’da okula gittik. Hukuk Fakültesi’ni bitirdim fakat babamızdan bize yadigar kalan mesleği devam ettirmek için aşkla çalışıyoruz. Biz bu işe aşığız, en iyi bildiğimiz iş bu. Yerli ürünleri köylerinden toplayıp, kendi ellerimizle ezme yapıyoruz. Bu nedenle bu işe devam ediyoruz. Birçok insan neden avukatlık yapmadığımı soruyor. Hukuk bölümünü çok severek okudum ama bizim en iyi bildiğimiz iş ezmecilik. Badem, ceviz ve fıstık almaya gittiğim yerleri de geziyorum, benim için büyük bir zevk bu. Babam ve onun babası hep 5-6 metrekarelik imalathanelerde çalışmış. Biz de şuanda bu küçük imalathanede ezmeleri çıkartıyoruz. Fakat bizimle birlikte yeni bir imalathaneye geçeceğiz, tamamen butikliğimizi koruyarak üretime daha büyük bir alanda devam edeceğiz” dedi.
Mühendislik birikimi
7 yaşından beri ezmecilik yaptığını söyleyen Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu Cenk Harmanda (21) da, okul saatleri dışında ve hafta sonları babasıyla çalıştığını belirterek, “Babam hep beni okumaya yönlendirdi, maddi ve manevi hiçbir şeyi esirgemedi. Yurtdışına gidip eğitimler aldım. Bunların hepsini bana bir vizyon kazandırmak için yaptığını düşünüyorum. Bu vizyonla birlikte babamın işini daha ileri taşımak istiyorum. Mühendis olup burada çalışmama insanlar çok şaşırıyor. Sahada da çalıştım fakat burada mühendislik ilke ve disiplinlerini daha çok kullanıyorum. Mühendisliğin bana kazandırdığı titizliği ve detaycılığı babamla birlikte çalışırken kullanınca bazı şeyleri daha kolay yapıyorum. Burada tezgahta çalışırken müşteriler ezmeleri benim yaptığımı öğrenince çok şaşırıyorlar. Onların şaşırmaları da beni şaşırtıyor. Ama biz esnaf olarak, burada yetiştik. Her şeyi küçüklükten görüp biliyoruz. Aslında çok deneyimim var. Babam nasıl yapıyorsa, bu işi 10 sene 50 sene sonra da aynı titizlikle devam ettirmek istiyorum” dedi.
Kalite kendi reklamanı yapar
Dükkanının, İzmir Gourmet Guide’ın düzenlediği 2018-2019’da ‘Bir Adım Öne Çıkanlar’ yarışmasında, Pastane ve Tatlıcı Türk Lezzetleri kategorisinde ödül aldığını anlatan Erhan Harmanda şunları kaydetti: “Esasında ben çocuklarımı okutmak için bu işe başladım, gönül de verdim. İşimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım ve yapıyorum. Çocuklarım küçüklükten üretim yerlerine gelip, işi öğrendiler. Bu işi öldürmek istemediler. Hakikaten de ölmeye mahkum olan bir iş. Şimdi arkası gelecek. Onlar işin başına geçti, ben de yardımcı oluyorum. İçimde bir coşku hissediyorum, böyle işlerin devam etmesi gerekiyor ama benden daha iyi bir şekilde devam etmesi gerekiyor, işi daha ileri götürmeleri gerekiyor. Kaliteye dikkat etmelerini istedim. Kalite reklamdır, reklam kalite değildir. Çocuklarımın benim yokluğumu aratmayacağına inanıyorum. Bazı şeyleri onlardan görüp, ‘Keşke ben de öyle yapsaydım’ dediğim çok oldu. Ben ustaydım, ustalığı onlara öğrettim, şimdi diplomalı ustalar geliyor. Çok gururlu, coşkulu ve mutlu bir şey.”